Beklenmedik şekilde başlayıp biten İntihar Dükkanı, ilk sayfalarda galiba yanlış yerdeyim ya da bu işte bir hata var diyerek başladığım bir roman. Bir distopyanın içinde olduğumu biraz geç idrak etsem de şaşırmak iyi geldi. Belki de arada sırada baş aşağı durmayı denesek hiç fena olamayacak.
Roman, gelecekte kasvetli ve umutsuz bir dünyada geçiyor. Mutlu olmanın pek de hoş karşılanmadığı bu toplumda Mishima ailesi epey sıra dışı bir dükkan işletiyor. İntihar dükkanı. İntihar etmek isteyenlere kesin çözüm olacak özel malzemeler; zehirler, ipler, çeşit çeşit aletler sunan bir dükkan. Aile, müşteri memnuniyetini ilke edinmiş başarılı bir işletme olarak uzun süredir gururla bu hizmeti veriyor. Ta ki yeni üyeleri Alan aralarına katılıncaya kadar.
Akıllı uslu Vincent ve Marilyn'den sonra üçüncü çocukları küçük Alan'ın doğumu ile başlayan gariplikler, küçüğün bu dünyaya ve aile işine ters düşen neşesi ve büyüdükçe artan umut dolu gülümsemesi ile ciddi bir sorun haline geliyor. Uygunsuz düşünceleriyle müşterileri intihardan vazgeçirmeye başlamasıysa hem dükkanın işlerini hem de aile içindeki dengeleri iyice bozuyor.
İntihar dükkanı isminin aksine eğlenceli, yaratıcı bir distopya, kara mizah türünde başarılı bir roman. Ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgiyi, umut ve umutsuzluğu, tüketim toplumunda sevgi, neşe, mutluluk gibi kavramları ironik bir dille sorguluyor.
Alan'ın neşesi bulaşıcı mı? umut ve yaşam sevgisine tutunabilir miyiz? Umarım öyledir.
İntihar Dükkanı, kara mizahı seven, arada bir baş aşağı durmaktan hoşlananlar için şahane bir seçim olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder