28 Şubat 2025 Cuma

Toza Sor; John Fante

Yine çok uzun bir aradan sonra kürkçü dükkanıma döndüm. Neler olmadı ki diyerek evrenin kötü enerjisini bir kez daha üstüme çekmek istemem ama çok zor ve çok üzücü bir seneyi geride bıraktım. Okumaya pek fırsat bulamadım malesef yine de aklımda kalan iki güzel ve benim için değişik romandan bahsetmek istedim. 

İlki hiç fikrim olmadan sadece ismini beğendiğim için başladığım John Fante'nin Toza Sor (Ask the Dusk) romanı. Bir nevi otobiyografi olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Samimi roman karakterleri arasında ilk sıralarda yer alması muhtemel Arturo Bandini'nin etkileyici ve güçlü hikayesi - Amerikan Edebiyatının önemli roman karakterleri arasına da girmeyi başarmış- Charles Bukowski gibi yazarları da oldukça etkilemiş. 

Kitapta göçmen bir ailenin oğlu olan Bandini, yazar olma hayalinin peşinden Los Angeles'a geliyor. Bir öyküsünü yayımlatmayı bile başarıyor. Günün birinde ünlü bir yazar olma umudunu asla yitirmeden,  küçük bir otel odasında çoğu zaman yarı aç yarı tok, parasız bir halde yeni hikayeler yazmaya çalışıyor.

Bu sırada Camilla Lopez adında Meksikalı bir garsonla tanışıyor. İkili arasında gerilimli bir ilişki başlıyor. Bandini bu kızdan gerçekten hoşlansa da her fırsatta onu aşağılamaktan kendini alamıyor. 

Bu kısımlar kitabın bana kalırsa en vurucu bölümlerinden biri olduğu için spoiler vermek istemiyorum ama Fante'nin uygulamalı bir şekilde roman nasıl yazılır dersi verdiğini de söylemeden geçemem. Yazarın, duyguları yansıtışındaki samimiyeti, anlatısının gücü ve tereddütsüz tavrı okumayı müthiş keyifli hale getiriyor. 

Hayallerini gerçekleştirmeye çalışan bir sanatçının yani Arturo Bandini'nin sıcak ve tozlu şehirdeki hayatını, göçmen olmakla ilgili sorunları, çelişkilerle dolu ilişkisini, düşünce akışlarını, kendi içinde ve dış dünyada var olma mücadelesini, Fante'ye -ki otobiyografi olduğu için karakterle yazar arasında bir ayrım yapmak zor- hayran kalarak okudum. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder