Yaşamak, Yu Hua |
“İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.”
Köyleri gezerek halk şarkıları
derleyen anlatıcı, yaşlı bir öküzle tarlasını süren yaşlı
bir adamla karşılaşır. Dinlenmek için bir ağacın altına
otururlar ve yaşlı adam, gezgine hayat hikayesini anlatmaya başlar.
Varlıklı bir ailenin, genç, umursamaz, eğlenmekten başka bir şey
düşünmeden gününü gün eden tek varisiyken, yaşlı ve yalnız
bir adama dönüşen Fugui'nin hikayesi, savaşlar, çatışmalar,
değişen siyasi figürlerle birlikte yoksulluk ve kıtlığın
getirdiği ağır şartlarda, sevdiklerinin kayıplarıyla giderek
eksilen bir yaşamdır.
Aile servetini kumarda kaybettikten sonra annesi,
babası, hamile karısı ve küçük kızıyla çatısı kamıştan
bir kulübeye yerleşen Fugui'nin tahmininden çok daha uzun bir
hayatı olur. Küçük bir toprak parçası kiralar ve ekip dikmeye,
ailesini beslemek için çalışmaya başlar ama yaşamak pek de öyle
kolay bir iş değildir. Şans bir yandan yüzüne gülse de diğer
tarafta acı ve gözyaşı vardır. Ama sevgi ve dostluk da vardır,
o an farketmese de sürekli biriktirdiği anılar, hep bir umutla
yaşamak, umudu kalmadığında, nefes aldığı sürece hatırlamak
için yaşamak vardır. Kısacası hüzünlü ama aynı zamanda her
şeye rağmen hayata karşı içinizi sevgiyle dolduracak bir roman
Yaşamak.
Romanın yasaklanmasına neden olan
bölümler ise -Komünizmin gelişi, halk komünleri, Kültür
devrimi ve Mao yönetimi- siyasetin bireylerin yaşamları üzerindeki
etkisini ironik bir dille anlatıyor. Bu küçük sahneler bile
ülkenin nasıl bir karışıklık içinde olduğunu, insanların hayatta kalma çabasını, tarih kitaplarında yazan her şeyden daha açık şekilde görmemizi sağlıyor.
Savaştan sonra halk komünleri kurulmaya
başladığında köydeki evlerde bulunan tüm yiyeceklere tencere ve
tabaklara el konur. Artık herkes yemekhanede yemek yiyecektir. Ama
toplanan tencereleri eritecek ateşi yakmak için de uygun bir yer
bulmak gerekir;
“Yoldaş Başkan ile kasabanın feng
şui uzmanı, birlikte köyde gezmeye başladılar. Demiri eritmek
için en uygun noktayı bulmaya çalışıyorlardı. Uzun bir cüppe
giymiş olan feng şui uzmanı, yüzünde bir gülümseme, bir ileri
bir geri yürüyordu. Hangi ailenin evine yaklaşsa, içeridekilerin
nefesi kesiliyordu. Bu kambur ihtiyarın onay veren tek kafa
sallaması, o insanları evlerinden etmeye yeterdi.”
Çin edebiyatının en güçlü isimlerinden birisi olarak kabul edilen Yu Hua, 1993'de yayımlanmasının ardından ülkesinde yasaklanan romanı ile büyük bir başarı yakalamış. Sinemaya aktarılan, pek çok dile çevirilen ve ödüller alan Yaşamak'ın yanı sıra Kanını Satan Adam, Yağmurda Gözyaşları, Kardeşler, Alacakaranlıktaki Çocuk: Saklı Çin Hikayeleri de yazarın ses getiren diğer romanları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder