Dizinin danışmanlığını da yapan davranış bilimci Dr. Paul Ekman'ın hayatından esinlenerek yaratılan Carl Lightman, ekibiyle birlikte FBI, CIA gibi seçkin Amerikan kurumlarına, suçluları bulması için yardım ederken, ortada bir yalan varsa şıppadanak anlayıp olayı çözüyor. Her bölümünde farklı maceraların yaşandığı dizinin öğretici ve eğlenceli olan ilk sezonunda yalan konusunda uzmanlaşıp ikinci sezonda yalan söyleyeni kolayca anladığınızdan devamı biraz sıkıcı olsa da takip edilmeye değer bir dizi olduğunu söyleyebilirim.
Bir soru karşısında gözlerini kaçırıyorsa bu onun olayı hatırlayıp doğruyu söylemek istediğini gösteriyor ki bence yalanla karıştırılması çok kolay bir ifade. Ama sanıldığının aksine yalan söyleyen insanların, yalanına inanılıp inanılmadığını anlamak için karşısındakiyle daha fazla göz teması kurduğu ilkesinden yola çıkarak gözlerini kaçıranların büyük ihtimalle yalan söylemiyor olduğunu akılda tutmak gerek.
Kesin ve kısa bir soruya uzun cevap vermek yalan belirtisi sayılıyor. Bu durumda eğer yalan söylediğinden eminseniz deneğinizden, söylediklerini tersten tekrar etmesini isteyerek sağlamasını yapma şansınız var. Çünkü insanlar önceden düşünüp hazırladıkları yalanları tersten, aynı sırayla söyleyemiyor.
Kalkık ve birbirine yaklaşmış kaşlar korku, yatık kaşlar üzüntü belirtisi ki bunlar, korktuğu ya da üzüldüğü için yalan söylediğinin anlaşılmasını sağlıyor. Kaşların yukarı kalkması ise aslında sorulan sorunun cevabını bildiğini ama doğruyu söylemediğini gösteriyor.
Elleri ovuşturmak, deneğinizin kendisini sakinleştirmeye çalıştığının göstergesiyken, tepkisel geri çekilme, konuşurken enseye, saate, küpeye, saça dokunmak bir nevi kalkan işlevi görüyor. Doğru söylerken ellerin kullanılması dizide görselleştirme olarak adlandırılıyor. Ellerini kullanarak sözcükleri görselleştirenler doğru söylerken, ellerini saçlarına enselerine küpe ya da yüzüklerine dokunduranların yalan söyledikleri düşünülüyor. Eğer deneğiniz parmaklarını dudaklarına bastırıyorsa ya da dudaklarını sıkı sıkı kapatıyorsa doğruyu söylememek için kendisini susturmaya çalışıyor, bakışları kaçırıp yere çeviriyorsa suçluluk hissediyor demektir.
Bir şeyler uydurmaya çalışırken akıl çok karışıyor ve vücutla uyumlu hareket edemiyor. Bu durumda denek başını, evet derken hayır, hayır derken evet anlamında sallayabiliyor. Ya da şekilde görüldüğü gibi parmak bir yeri işaret ederken gözler başka tarafa bakıyor. Kısacası akılla vücut ayrılıyor, vücut hareketleriyle ağızdan çıkan kelimeler uyumsuz oluyor.
Siz tüm yalan belirtilerini görebilmek için sorular sorarken deneğinizin burun delikleri genişliyor, kaşları çatılıyor ise bunun kızgınlık ifadesi olduğunu akılda tutmak sanırım acemiler için faydalı olur ve bu durumda diğer deneklere geçmek de en mantıklı harekettir. Ama çalışmalarınız aksayacak diye üzülmeyin çünkü Lightman’ın söylediğine göre “istatistiki olarak sıradan biri on dakikalık konuşmada üç kez yalan söylüyor” muş ki bu da tecrübe edinmek için karşımıza çokça fırsat çıkacak demek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder