reklam 1

24 Ekim 2013 Perşembe

Yerleşik Düşünceler Sözlüğü, Gustave Flaubert


Döner dönmez soğuklarla karşılaşınca fark ettim ki sonbaharda tatil yapmanın en kötü tarafı bütün bronzlaşma çabalarınızın boşa gitmesiymiş. Gerçi çok renk değiştirebilen biri değilim ama yine de bir etek olsun, şort olsun, hadi hepsinden geçtim kısa kollu tshirt olsun giyebilseydim bari. Ama ne gezer, hava olmuş 10 derece. Herkes kabanla, montla dolaşıyor. Ben de üstümde incecik bir yağmurlukla kalakaldığımdan etekten falan geçtim, valizde ne bulursam üst üste giyip ısınmaya çalışıyorum. İstanbul'a dönene kadar bronzluk falan da kalmaz zaten. Bu arada söylemeyi unuttum. Artık size iç anadolu bölgemizin şirin bir ilçesinden sesleniyorum. Klasik bir laf edeyim. Havası soğuk falan ama insanın memleketi gibisi de yok.


Bu yıl tembellik edip tatili uzattığımız için bağ bozumu olayı epey gecikti. Aslında üzüm bulacağımızdan da pek emin değildik ama bir kısmı arıların işgaline uğramış, birazı yağmurdan işe yaramaz hale gelmiş olsa da kalanı bize fazlasıyla yetti. Hatta üç gündür üzüm toplamaktan helak oldum desem yeridir.


Kendimi üzümlere adamışken blogumu da ihmal etmemeye çalışıyorum. Sırada Flaubert'in Yerleşik Düşünceler Sözlüğü var. Aslında uzun bir sürede oluşturduğu sözlüğü Bouvard ile Pécuchet isimli son romanına ek olarak düşüyormuş ama roman ölümüyle yarım kalmış. Bizde İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Yerleşik Düşünceler Sözlüğü'ne, Flaubert merakıyla bilinen Julian Barnes tarafından yazılmış önsöz de eklenmiş, gayet de hoş olmuş. Ben de Barnes'ın Flaubert'in Papağanı romanını okuduktan sonra almıştım sözlüğü. Romanda, anlatıcı Geoffrey Braithwaith sözlük için;

Flaubert'in sözlüğü, ironi konusunda bir kurs niteliği taşır: Flaubert'in ironiyi, bir maddeden ötekine, tıpkı Manş'ın resmini yapan ve gökyüzünü yeni boya katmanlarıyla koyulaştıran bir ressam gibi farklı yoğunluklarda uyguladığını görürsünüz.” diyordu.


Klişelerden ve basmakalıp düşüncelerden nefret eden Flaubert'in 1850'lerde tasarladığı sözlükten birkaç madde: 
Şaraplar; Erkekler arasında sohbet konusu-Doktorların önerdiğine göre, en iyisi Bordeaux [Bordo] şarabı. Şarap ne kadar kötüyse o kadar doğaldır.”

Gotik:İnsanı öbür üsluplara göre dine daha çok yönlendiren mimarlık üslubu.

Gazeteler:İnsan gazetelerden vazgeçmemeli.- Ama şiddetle de karşı çıkmalı onlara.

Edebiyat: Aylakların uğraşı.

Evrak Çantası: Koltuğunun altında bir evrak çantası taşımak insana bakan havası verir.

Canavarlar: Artık canavarlara rastlanmıyor.

Centilmen: Artık centilmen kalmadı.

Çatı: Bu sözcüğü resmi konuşmalarda kullanmalı:”Beyler bu çatı altında”. -Bir söylev verirken iyi etki bırakır.

Borsa: Kamuoyunun termometresi

Bellek: İnsan kendi belleğinden yakınmalı, hatta belleksiz olmasıyla böbürlenmeli.- Ama biri de çıkıp size düşünme yetiniz yok derse, o zaman bağırıp çağırmalısınız.

Bencillik: İnsan başkalarının bencilliğinden yakınmalı, kendi bencilliğinin farkına bile varmamalı.

Ahmaklar:Bizim gibi düşünmeyenler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder