Notlar; İstanbul Kahve Festivali
Geçen
hafta yolunuz Karaköy' e düştüyse sokaklara taşan kahve kokusunu
mutlaka almışsınızdır. Çook çok uzak ülkelerden gelen kahve
çekirdeklerinin, farklı kavurma ve demleme teknikleriyle leziz
kahvelere dönüştüğü festival Galata Rum okulundaydı. Tabi ki
ben de elimden geldiği kadarını denemeye çalıştım. İyi haber
şu ki çekirdeği öğütülerek, taze taze hazırlanan saf kahve,
nabız, tansiyon falan yükseltmiyor. Azimle denediğim onlarcasından
sonra kalp krizi geçirmeyi beklerken tam tersine, kahve kokusu ve
nefis müziklerin de etkisiyle hafiften çakırkeyif olduğumu bile
söyleyebilirim. Ama, her ne kadar kahveyle çalışan bir bünyeye
sahip olsam da bu festivali dört gözle beklemem büyük oranda
sanatsal sebeplerdendi. Böyle söyleyince biraz afilli oluyor :)
Bana kalırsa, çayın naifliği, şarabın asaleti, hatta bu soğuk
günlerde popülaritesi artan sıcak çikolatanın sevimliliği, bir
fincan kahvenin fotoğrafa kattığı etkiyle asla yarışamaz. Ve
ikinci iyi haber de şu ki,tüm o tüpler, çeşit çeşit
demlikler, sürahiler ve adını bilmediğim şık aksesuarlarıyla kahve artık her zamankinden çok daha karizmatik.
Orda olmak isterdim.
YanıtlaSil