Adını koyamadığım bu hissin tüm suçunu teknolojiye yüklemenin haksızlık olduğunu bilsem de Jan Troell’in “Everlasting Moments” (Ölümsüz Anlar) filmini izledikten sonra fotograf çekiyor olmanın ve fotografın ne manaya geldiğini yeniden tartmaya başladım kendi kendime.
Maria Larsson'un hikâyesi, sade diyaloglarla vurgulanan karmaşık kişilikler ve doğal ışıkla çekilen estetik sahnelerle birleşince ortaya defalarca izlenesi bir film çıkmış. 1900’ lerde İsveç’de yaşayan Finlandiya asıllı, Maria Larsson’ ın yani İsveç’in ilk kadın fotografçısının yaşamını anlatıyor. Ortam biraz karışık. Ülkede yeni yeni zemin bulan sosyalist düşüncelerin etkisiyle başlayan grevler, ardından birinci dünya savaşı, yoksulluk ve açlıkla geçen yıllar. Yedi çocuk, alkol ve şiddet meraklısı bir koca, boşanmasını engelleyen gelenekler. Piyangodan kazanılmış fotograf makinesinin yıllar sonra ortaya çıkışıyla yeniden biçimlenen hayat; sınıf ve cinsiyet sınırlamalarını sanatla aşan ve güçlenen bir kadın. Maria, cam negatife yansıttığı gündelik hayatı, ölümsüzleştirme çabasıyla zaman zaman anne olduğunu unutacak kadar güçlü bir ilişki kuruyor fotografla.
Onu, bizden farklı kılan sadece fotograf makinesiyle olan yeni tanışıklığı ya da fotografa bakarken gördüğü olağanüstü imgeler miydi? Sanmıyorum. Filmde bizim bugünkü hissiyatımızla fotograf çekmiyordu Maria. Onun fotografa yüklediği anlam bizim uzun zaman önce kaybettiğimiz, Bresson’un “Beni İlgilendiren Hayat....” diyerek gösterdiği şeydi.
O zaman ikinci soruya geliyorum. Bir sürü Gb’ lık hafıza kartını makinede kalmış tek kare filme neden tercih ediyorum? Çünkü kaçırmaktan korkuyorum. Neyi? HAYATI
Son soru; Peşinde o kadar koştuğum/koştuğumuz, eğer bir gün karşıma/karşımıza çıkarsa ve ben/biz onu yakalayamazsam/yakalayamazsak diye korktuğumdan/korktuğumuzdan çantalara doldurduğum/doldurduğumuz yedek ekipmanlarla gezdiğim/gezdiğimiz halde neden bir türlü göremiyorum/göremiyoruz?? Acaba ne aradığımı mı /aradığımızı mı bilmiyorum/bilmiyoruz? Yoksa dışarda bu boşluğu dolduracak bir şey mi kalmadı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder